top of page

İFADEYE ÇAĞRILDIM NE YAPMALIYIM ?

  • avburcubostan
  • 4 Eyl 2022
  • 4 dakikada okunur


Hayatın olağan akışı içerisinde kimi zaman mağdur kimi zaman şüpheli sıfatı ile ifadeye çağrılmak söz konusu olabilir. İfade ve sorgu işlemlerinin hukuki niteliği ile bu işlemler esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar, vatandaşlarca bilinmediğinden aleyhe sonuçlar doğabilmektedir. Bu yazının amacı ; ifadeye çağrılmak ne demektir , gidilmezse ne olur, ifade verdikten sonraki hukuki süreç nasıl işler konularında bilgi vermektir.


İfade Nedir ?


İfade verme, şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi anlamına gelir (CMK m.2/g). İfade alma, jandarma, polis gibi kolluk görevlileri vasıtasıyla veya doğrudan savcılık tarafından yerine getirilir.


Burada dikkat edilmesi gereken nokta ifade alma konusunda yetkili kişilerin kanunda tek tek sayılmış olmasıdır. Yani maddede belirtilen kişilerin dışında hiç bir kişi yahut kurum ifade alma işlemini gerçekleştiremez.


İfadeye Çağrılma Nasıl Olur ?


Şüpheliyi ifade vermeye çağırma, şüphelinin öncelikle emniyet müdürlüğüne, jandarmaya, polis merkezine veya savcılığa davet edilmesi suretiyle olur. İfadesi alınacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılan kişiye çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.


İfadeye çağırma işlemi ya bir çağrı kağıdıyla ya bizzat kolluğun (polis, jandarma) ikamete gelmesiyle ya da uygulamada en yaygın usul olan telefonla çağırma yöntemiyle yapılmaktadır.


Çağrıya Rağmen Gidilmezse Ne Olur ?


Savcılık veya emniyetten ifadeye çağrılma halinde, uygun zamanda ifade verme işlemi için ilgili birime başvurulması gerekir. Bunun için herhangi bir süre veya zaman kısıtlaması yoktur. Ancak, bir çağrıya uzun süre riayet edilmediği takdirde, ilgili kişi hakkında zorla getirme kararı veya işin mahiyeti gerektiriyorsa yakalama kararı çıkartılabilir.


İfade Alma Nasıl Yapılır ?


İfade alma işleminin nasıl yapılacağı Ceza Muhakemesi Kanunumuzda ve Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki ; ifade alma işlemi, ister emniyette ister karakolda ister savcılıkta gerçekleşmiş olsun muhakkak tutanağa geçirilir. Tutanak, ifadede hazır bulunanlar tarafından imzalanır. Tutanağın imzalanması neticesinde artık yargılama süreci bu ifade üzerine kurulacağından ifade verilirken son derece dikkatli olunması gerekir.


  • Uygulamada ifade alma soru cevap şeklinde ilerlemektedir. İfade alma işlemine ilk olarak kimlik tespiti yapılarak başlanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür. (CMK m.147/1-a) Şüphelinin kim olduğu ve sosyal-ekonomik durumu ifade tutanağının en üst tarafına yazılır. Burada kimlik bilgilerinden sonra sosyal ve ekonomik durumun tespiti için şüpheliye aylık kazancının ne olduğu sorulmaktadır. Bu sorunun amacı ileride yargılama esnasında suçun şahsileştirilmesinde bu bilgilinin mahkeme hakimi tarafından kullanılacak olmasıdır. ( Sanığa adli para cezası verilecek ise miktarının tespiti gibi.)


  • Kimlik tespitinden sonra şüpheliye yöneltilen suçlama açık, anlaşılır ve anlayabileceği bir şekilde kendisine anlatılır. Zira belki de hayatında ilk kez karakola gelmiş olan şüpheli hangi vakıa nedeni ile ifadeye çağrıldığını bilmiyor olabilir. Şüpheliye tereddüde yer vermeyecek şekilde ne ile suçlandığının anlatılması gerekir.


  • Şüpheli veya sanığın ifadesinin alınmasından veya sorgusunun yapılmasından önce bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı olduğu kendisine anlatılır. Avukat seçecek durumda olmadığı ve bir avukat yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi (avukat) görevlendirilir.(CMK m.147/1-c)


  • Şüpheli veya sanığa ifade verme veya sorgudan önce yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının, yani susma hakkının kanunî hakkı olduğu söylenir (CMK 147/1-e). Tarafımıza en çok yöneltilen sorulardan birisi de "İfade verirken susma hakkını kullanmam ileride aleyhime olarak değerlendirilir mi ? " şeklinde olmaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki susma hakkı, şüpheli veya sanığın en temel savunma hakkıdır. Şüpheli veya sanığın susma hakkını kullanması delil değerlendirmesinde aleyhine yorumlanamaz.


  • İfade verme veya sorgu işlemi sırasında şüpheli ve sanığa şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır (CMK m.147/1-f). Burada şüpheli isnat edilen suçtan kurtulmaya yönelik delillerin (tanık, kamera kaydı, belge, HTS ve baz verisi) toplanmasını isteyebilir.


İfadede Yasak Usuller Nelerdir ?


CMK’nın “İfade alma ve sorguda yasak usuller” başlıklı 148. maddesi ;

“(1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.

(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.

(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. denilmiştir.


Kanun , şüpheliye yönelik insan hakları ve insan onuru ile bağdaşmayan muameleleri açıkça yasaklamış bu yolla elde edilen delilin baskı altında verilmiş olması nedeni ile hükme esas alınamayacağını belirtmiştir.


İfade Verdikten Sonra Süreç Nasıl İşler ?


İfade tutanağı dikkatlice okunup beyan edilenin aksine bir açıklamanın tutanağa geçip geçmediği incelendikten sonra tutanak imzalanır ve ifade alma işlemi tamamlanmış olur. Soruşturmayı yürüten savcı ifadeniz tamamlandıktan sonra göz altı kararı vermezse serbest kalırsınız. Savcı tarafından soruşturma ile ilgili olarak iddianame düzenlenmesini beklemek gerekir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre savcılık tarafından iddianame yazılmasına ilişkin düzenleyici bir süre bulunmamaktadır. Bu nedenle, yasal olarak belli bir süreyle sınırlı olmamakla birlikte her soruşturmanın özelliğine göre bu süre de değişiklik arz eder.


İfade Esnasında Müdafin (savunma avukatı) önemi nedir ?


Uygulama sıklıkla karşılaştığımız durumlardan birisi sanığın mahkeme huzurundaki sorgusunda kollukta baskı gördüğü , bu sebeple hatalı ifade verdiği yönünde iddialarda bulunmasıdır. Soruşturmaya muhatap olmak, günlük hayatta sık karşılaşılan bir durum değildir. Bu yüzden insanlar soruşturma kapsamında gözaltına alındıklarında ya da ifadeye davet edildiklerinde heyecan, korku, panik vb. duyguları bir arada yaşarlar.


Tüm yargılamanın üzerine inşa edileceği ilk ifade işleminin aklı selim ve rasyonel bir biçimde yapılması büyük önem arz etmektedir. Aksi durumda olaylar yanlış ve eksik aktarılmakta önemli hususlar atlanmaktadır.


Soruşturma aşamasında avukatın, şüphelinin ilk ifadesi alınmadan önce şüpheli ile kimsenin olmadığı bir ortamda özel görüşme yapma imkanı vardır. Haklarının farkında olan, soruşturmanın ve kovuşturmanın muhtemel seyri hakkında avukatı tarafından bilgilendirilmiş şüpheli , ifadede korku ve panik yaşamamakta ; kendisi lehine olan hususları anlatmayı atlamamaktadır. Öte yandan emniyet birimine gittiğinde müvekkiline ait dosyayı, bu dosyada yer alan belge ve bilgileri inceleyen avukat , yaptığı değerlendirme doğrultusunda bir savunma oluşturmakta ; yargılamanın en başından itibaren müvekkiline etkin bir hukuki yardım sağlamaktadır.






 
 
 

Comments


© Av. Burcu Utku Bostan

bottom of page